Yapay zeka artık bilim kurgunun bir parçası değil. Artık insanların öğretme ve öğrenme biçimlerini, özellikle mesleki eğitimde şekillendiriyor. Yapay zeka, öğrenmeyi kişiselleştirerek, müfredat tasarımını geliştirerek ve otomasyon ve robotik yoluyla uygulamalı eğitimi güçlendirerek mesleki eğitimi yeniden şekillendirmeye başladı. Lounais-Hämeen koulutuskuntayhtymä’nın altı ülkeden ortaklarla birlikte yürüttüğü Avrupa projesi SEiSC – Akıllı Giyimde Sürdürülebilir Girişimcilik, bu değişimi vurgulamaktadır.
SEiSC, mesleki eğitimin yapay zekayı nasıl entegre edebileceğine dair somut bir örnek sunmaktadır. Yapay zeka algoritmalarıyla desteklenen sanal simülasyonlar aracılığıyla, öğrenciler sürdürülebilir moda endüstrisindeki girişimcilik senaryolarını keşfediyorlar. Gerçek dünyadaki sonuçlara maruz kalmadan deneyler yapabilir, hatalar yapabilir ve bunlardan ders alabilirler.
Son araştırmalar, yapay zekanın kişiselleştirilmiş öğrenme ve değerlendirmeyi etkili bir şekilde destekleyebileceğini ve mesleki eğitimi daha verimli hale getirebileceğini göstermektedir. Ancak, önemli bir bilgi eksikliği devam etmektedir: Birçoğu hala geleneksel mesleki eğitimi tanımlayan pratik, uygulamalı öğrenmeyi desteklemek için yapay zekayı nasıl kullanacaklarını bilmiyor.
Asıl zorluk teknolojik değil, pedagojiktir. Eğitimciler, mesleki eğitimin temel pratik unsurlarını korurken yapay zekayı nasıl entegre edebilirler? Yapay zeka, işyeri simülasyonlarını iyileştirebilir, öğrencileri stajyerlik programlarıyla eşleştirebilir ve müfredatı belirli kariyer yollarına göre uyarlayabilir.
Mesleki eğitimin geleceği hibrit bir model izlemektedir. Bu modelde yapay zeka, pratik deneyimin yerini almaz; kişiselleştirilmiş yollar, anlık geri bildirim ve uyarlanabilir öğrenme senaryoları ile onu geliştirir. Bu geçişin başarılı olması için kurumlar sadece teknolojiye değil, eğitimcilerin teknolojiyi etkili bir şekilde kullanmaları için eğitimlerine de yatırım yapmalıdır.